Bir kompozit restorasyonun üzerine gelebilecek çiğneme kuvvetleri çok önemlidir. Mükemmel yapılmış bir kompozit restorasyon dişin üzerine gelebilecek çiğneme kuvvetleri iyi değerlendirilmediği zaman çiğneme sırasında dişten ayrılabilir ya da kırılabilir.
1- Yapılması planlanan kompozit bir restorasyonun nasıl yapılacağı hakkında fikir edinebilmek için çalışma öncesinde dişlerin şekil ve pozisyonları, biribirleriyle olan komşuluk ilişkileri, kapanışları, ve çeşitli yöndeki fonksiyonel hareketler sırasındaki temasları çok iyi değerlendirilmelidir. Özellikle dişlerin fonksiyonel ilişkileri çok iyi değerlendirilmelidir. Bir kompozit restorasyon yapılırken alt-üst dişler arasındaki ilişkiler merkezi kapanışta başarılı ve düzgün yapılmış görünüyor olsa da fonksiyonel hareketler sırasında restorasyonun karşı dişlerle yaptığı temaslar ve üzerine gelebilecek çiğneme kuvvetleri incelenmelidir. Eğer kompozit restorasyon üzerine gelebilecek çiğneme kuvvetlerin restorasyon üzerinde baskı oluşturduğu gözlemlenirse, kapanış kağıtları yardımı ile aşırı yüklenme nokta ya da yüzeyler belirlenmeli ve boyanan yerlerde uygun aşındırmalar yapılarak restorasyon üzerine gelebilecek aşırı kuvvetlerin azalması sağlanmalıdır.
2- Bir kompozit çalışma öncesinde dişlerin kapanış ilişkileri incelendiğinde fonksiyonel hareketler sırasında dişler ve restorasyon üzerine aşırı çiğneme kuvvetleri gelebilecekse restorasyonun şekil ve yüzey eğimleri buna göre hazırlanmalıdır.
3- Kompozit restorasyonlar yapılırken hastaların beslenme alışkanlıkları dikkate alınmalıdır. Örnegin patlamış mısırı çok yiyen küçük bir afacan cocuğa ya da günde 30 bardak çay içen bir erişkine kompozit restorasyonlar yaparken bu gibi durumlar dikkate alınmalıdır.
4- Bir kompozit çalışma öncesinde dişlerin kapanış ilişkileri incelenmeli ve özellikle fonksiyonel hareketler sırasında dişler ve restorasyon üzerine aşırı çiğneme kuvvetleri gelip gelmediği belirlenmelidir. Eğer dişler ve kompozit restorasyon üzerine gelebilecek aşırı çiğneme kuvvetleri varsa, restorasyonun ve dişin birbirine daha kuvvetli ve sağlam tutunmasına yardımcı olabilecek retansiyon bölgeleri ya da küçük retansiyon çukurları hazırlanmalıdır. Çiğneme kuvvetleri kompozit restorasyonlu dişler üzerine 3 şekilde gelebilir;
a) Fonksiyonel hareketler sırasında çiğneme kuvvetleri doğrudan kompozit restorasyon üzerine gelebilir. Bu durumda restorasyon için zararlı olabilecek çiğneme kuvvetlerinin etkisini azaltabilmek için restorasyon üzerinde şekil ve yüzey eğimleri çalışmaları yapılabilmesi yanında diş üzerinde kompozitin dişe tutunmasını kuvvetlendirecek çeşitli retansiyon bölgeleri hazırlanabilir.
b) Fonksiyonel hareketler sırasında çiğneme kuvvetleri hem diş üzerine hem kompozit restorasyon üzerine gelebilir. Bu durumda yine restorasyon üzerinde şekil ve yüzey eğimleri çalışmaları yapılabilmesi yanında diş üzerinde çeşitli restansiyon bölgeleri hazırlanabilir. Çünkü dişler ve kompozitler üzerlerine gelen çiğneme kuvvetlerini absorbe etme, iletme ve dağıtma özellikleri açısından birbirinden farklı olduklarından, kompozit ve diş çiğneme kuvvetleri karşısında farklı şekillerde esneme yapabileceklerdir. Bu da zamanla bonding tabakasında çatlama ve kopmalara neden olabilecektir. Bu nedenle kompozitin ve dişin birbirine daha sıkı ve daha kuvvetle tutumasını sağlayacak retansiyon bölgelerinin ve çukurlarının açılması çok faydalı olacaktır.
c) Fonksiyonel hareketler sırasında çiğneme kuvvetleri kompozit restorasyon üzerine hiç gelmeyebilir ve yanlızca diş üzerine gelebilir.
Örneğin minimum preparasyonla yapılmış bir kole restorasyonunda. Bu durumda kompozit restorasyona bir şey olmayacağı düşünülse dahi dikkatli olunmalıdır. Çünkü dişler, üzerlerine gelen çiğneme kuvvetlerini absorbe etme, iletme ve dağıtma özellikleri açısından kompozitten farklı olduklarından, üzerine gelebilecek aşırı çiğneme kuvvetleri karşısında esneme yapabileceklerdir. Kompozit bu esnemeye katılmayacağından zamanla bondingde çatlama ve kopmalar olabilecektir. Bu nedenle dişin ve yapılan kompozit restorasyonun içinde bulunduğu klinik durum dikkate alınmalı ve gerekli görülen hallerde kompozitin ve dişin birbirine daha sıkı ve daha kuvvetle tutumasını sağlayacak retansiyon bölgeleri ve çukurları açılmalıdır.
5- Diş sıkan ve diş gıcırtadan hastalarda dişler ve kompozit restorasyonlar üzerine gelen aşırı kuvvetler dikkate alınmalıdır. Özellikle yaşlı kimselerde, sklerotik yapıya sahip dişlerde, önceden hacimli çürümeler olmuş ve dolgular yapılmış dişlerde çiğneme kuvvetlerinin dişler üzerinde nasıl yayılabileceği göz önünde tutulmalıdır.Bu gibi durumlardaki kritik dişlerde kompozit ile olan tutuculuğu artırmak için, kavitelerde ve yüzeylerde tutucu bölgeler ve küçük çukurlar açılması faydalı olacaktır.
6- Kompozit restorasyon büyük olduğu zaman ya da aşırı çiğneme kuvvetleri ile karşı karşıya kalması durumunda özellikle restorasyona yük binen tarafta kenar sızıntılarının görülmesi olasılığı artabilecektir. Bu nedenle çiğneme kuvveti altında kalan tüberküller ya da yüzeyler küçük açısal aşındırmalarla kapanışdan ve çiğneme kuvvetinden çok az kaçırılabilir. Kompozitin ömrü açısından bu değerlendirmeler faydalı olacaklardır.