www.beyazdolgular.com

İçeriğe git

Ana Menü

Kompozit, Renk, Işık

Kompozitlerde Başarı 1

Kompozit materyaller, doğal dişlerin renk özelliklerinin bir restorasyon çalışması üzerinde aynı şekilde yapılabilmesine olanak sağlayan özelliklere sahip materyallerdir. Kompozitlerin bu özellikleri Diş Hekimlerine, doğal dişleri taklit eden, estetik görünümleri olan kompozit restorasyonlar yapma fırsatları vermektedir. Doğal ve estetik kompozit restorasyonların yapılabilmesi için gerekli olan unsurların içerisinde renk ve ışık konusu önemli bir yer tutmaktadır.Bu nedenle Diş Hekimi renk ve ışık konusuna hakim olmalıdır.

Kompozit bir restorasyon yapılacak dişlerin renklerinin belirlenmesi ve benzer özelliklerde renklere sahip bir restorasyon yapılabilmesi çalışmaların önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Çünkü mükemmel sağlamlıkta, anatomik şekli, yüzey özellikleri doğal diş ile çok uyumlu bir kompozit restorasyon, üzerine yapıldığı dişin ya da komşu dişin renkleri ile uyum sağlamıyor ise yapılan çalışma dişlerin sahipleri tarafından kolay kabul edilmemektedir. Bu nedenle dişlerin renk özelliklerinin doğru olarak belirlenmesi ve bu özelliklerin kompozit restorasyon üzerinde aynı şekilde yapılması gerekmektedir.

Muayenehane pratiği içerisinde dişlerin ve kompozit restorasyonların renklerinin algılanması ve doğru belirlenebilmesi bir çok faktöre bağlıdır. Diş Hekiminin göz sağlığı, gözlük ya da lens kullanıp kullanmadığı, göz yorgunluğu, tecrübesi, dikkat ve konsantrasyonu, günün hangi saatlerinde çalışıldığı, gün ışığının yönü ve biçimi, reflektör ışığının şekli ve yoğunluğu, dişlerin klinik özellikleri, renk belirleme yöntemleri gibi faktörler bunlardan bazılarıdır. Bir kompozit çalışmada başarılı bir renk uyumu elde edebilmek için bu gibi özelliklerin dikkate alınması gerekmektedir.

Kompozit restorasyonlar doğrudan dişler üzerine yapıldıklarında, Diş Hekimleri renk çalışmalarını dilediği gibi yönetebilme olanağına sahiptirler. İndirek çalışmalarda ise renk kayıtlarının laboratuvarlara transfer edilmesinde çeşitli zorluklar olduğundan Diş Hekimi bu transferleri çok dikkatli yönetmelidir.


   

Dişlerin renklerinin belirlenmesinde en çok kullanılan yöntem, renk skalası kullanmaktır. Tecrübesine, gözlerine güvenen Dişhekimleri renk skalası kullanarak dişlerin ve restorasyonların renklerini belirleyebilmektedirler. Son yıllarda renk belirlenmesinde digital olarak çalışan çeşitli renk ölçüm cihazları kullanılmaya başlamıştır.






Dişlerin Renklerinde Önemli Olan Faktörler

Dişler ve dişlerinin renkleri, klinik olarak pek çok açıdan farklılıklar gösterebilmektedir. Bu farklılıklarla ilgili olarak aşağıdaki konuların dikkate alınması faydalı olacaktır.

1-Dişlerin sahiplerinin içinde bulundukları yaşa göre, dişlerinin özellikleri ve bağlı olarak dişlerin renk özellikleri değişmektedir. İleri yaşlarda dişlerin pulpa odaları çekildiğinden ve dentin tübülleri daraldığından, dişin yoğunluğu artmakta, renkleri matlaşmakta ve giderek daha koyulaşmaktadır.
2- Genç yaşlarda daha homojen ve düz renklere sahip olan dişler ileri yaşlarda bu özelliklerini genellikle kaybederler. Yaşlandıkça dişlerde meydana gelen aşınmalar, eskimeler, çatlaklar, çizgiler ve diş renklerin koyulaşması renklerin belirlenmesini ve bu özelliklerin kompozit restorasyonlar üzerinde taklit edilmesini zorlaştırmaya başlarlar.
3- Ön dişler, arka dişlere göre daha ince olduklarından daha çok ışık geçirmektedirler. Bu da aynı renkteki ön ya da arka dişleri farklı renklerdeymiş gibi gösterebilmektedir.
4- Ön bölgedeki dişler daha çok ışık aldıklarından arka bölgedeki dişlere göre daha canlı ve açık renklerde görünürler.
5- Dişlerin uç bölgeleri, orta bölgeleri ve kole bölgeleri farklı renklerdedir. Ön dişlerin kesici kenarlarında şeffaf bir bölge olabilmektedir. Orta bölge daha çok dişin rengini temsil eden bir renk taşır. Diş kalınlığının en fazla olduğu kole bölgelerinde ise dişin rengi orta bölgeye göre daha koyudur. Kolede, dişetinin pembe rengi de diş üzerine bir pembe yansıması yapabilmektedir.
6- Bir ağızdaki tüm dişlerin ana renkleri ve tonları birbirine göre farklıdır. En koyu renk kaninlerdedir.
7- Kanal tedavili dişlerin renklerinde koyulaşmalar olabilmektedir.
8- Çürük oluşmuş ve uzun süre tedavisi yapılmamış dişlerin renklerinde koyulaşmalar olabilmektedir.
9- Amalgam ya da kompozit restorsyonlarda kenar sızıntıları olduğunda dişlerin renkleri değişebilmektedir.
10- Büyük madde kayıplı çok eski restorasyonlu dişlerde, pulpa odasında çekilmeler ve tübüllerde daralmalar görülebilecek, dentinde ve özellikle minede oluşabilecek su kayıpları nedeniyle şeffaflık yani translusensi artacak, diş koyulaşacak ve grileşecektir.
11- Yaş ilerledikce çiğnemeye bağlı olarak dişlerin kesici kenarlarındaki ve okluzal yüzlerindeki mine tabakasında aşınmalar olduğunda dentin tabakası ortaya çıkmaktadır. Bu durumdaki dişler koyu renkte görünürler. Mine tabakası aşınan dişlerde dentin tübüllerine mikroskopik sızıntılar olabileceği gibi diş kendini savunmaya çalışırken tübülleri daraltarak kapatmaya çalışacağından, dişler daha koyu renkte görünmektedirler.
12- Genç yaşlarda dişin mine ve dentinde içerdiği su miktarı fazla olduğundan mine ve dentin canlı bir görünümdedir. Bu nedenle kompozit restorasyon diş yüzeyine hem iyi tutunur hem renk açısından çok iyi uyum gösterir.
13- Dişlerin boyutları Diş Hekiminin renkleri algılamasına etki yapar. Aynı renkteki bir lateral ile bir santral, yüzey alanlarının farklılığı nedeniyle aynı değilmiş gibi algılanabilmektedir.
14- Geniş bir yüzeye sahip dişin rengi ışık yansımaları nedeniyle daha parlak algılanır. Küçük yüzeyli bir dişin rengi mat algılanır.
15- Dişlerin renklerini belirlerken dişe hangi yönden bakıldığı önemlidir. Olabildiğince karşıdan dişe dik bakılmalıdır.
16- Rengine bakılan dişin üzerine düşen ışığın hangi yönden geldiği önemlidir. Çok yatay ışıklar renk algısını değiştirmektedir.
17- Rengine bakılan dişe komşu olan dişeti rengi dişin renk algısını değiştirir. Dişeti rengi koyu ya da açık iken renk farklı algılanır.
18- Dişin arka planı renk algısını değiştirir. Arka plan açık olduğunda dişin rengi mat ve koyu algılanır. Arka plan koyu renk olduğunda dişin rengi parlak ve açık renk olarak algılanır.
19- Diş Hekimi scala ile renk alıyorsa, renk alma işleminde iyi deneyim sahibi olmaya çalışmalıdır. Çünkü renk alma işlemi olabildiğince çabuk yapılmalıdır. İlk 5 sn. içerisinde alınan renk doğruya yakındır. Biraz uzayan renk alma işlemlerinde  göz yorulmaya başlayacağından algıda bozulmalar olmaya başlayacaktır. Bu durumda gri bir zemine bakarak göz dinlendirilmeli ve yeniden denenmelidir.
20- Dişin ışık geçirgenliği arttıkça yüzeyden yansıyan ışık azalacağından dişin parlaklığı azalacaktır.
21- Genc dişlerde mine kalın ve opaktır. Çünkü organık bölümü fazladır ve daha az mineralize olduğundan prizmaların arası geniştir. Bu nedenle opasite fazla olduğundan genç dişler ışığı daha fazla yansıtırlar, canlı ve parlak görünürler.
22- Mine kesici kenarlarda ve okluzal yüzeylerde kalındır. Kole bölgesinde mine inceldiği için dentinin rengi daha çok farkedilmeye başlar.
23- Genç dişlerde pulpa odası geniş olduğundan pulpanın kırmızı rengi dişin rengine etki yapmaktadır. Özellikle ön bölgedeki genç dişlerde, pulpaya yakın büyük restorasyonlarda dikkate alınmalıdır.
24- Sklerotik dentin giderek koyulaşır.
25- Dişlerin Value değerleri en fazla orta üçlüde olduğundan dişlerin rengi için orta bölgenin rengi genellikle esas renk olarak alınmaktadır.
26- Diş beyazlatma işlemi dişlerin su kaybetmesine ve prizmalar arasındaki organik yapının azalmasına neden olur. Bunun sonucunda mine daha opak hale geldiğinden, diş daha parlak görünür.
27- Diş  Hekimi renk alırken çalıştığı odanın renginden, hastasının giysilerinden ve hanım hastaların makyajından etkilenebilmektedir.
28- Renk scalası kullanarak gün ışığında gözle renk almak için en iyi zaman, 12.00-15.00 arasındaki saatlerdir.
29- İndirek çalışmalarda dişe ait renk kayıtlarının laboratuvara transferini ve yapılacak çalışmada uygulanmasını Diş Hekimi çok iyi yönetmelidir. Yapılan indirek kompozit çalışmanın rengi renk hangi ışık altında alındı ise o ışıkta kontrol edilmelidir. Farklı ışıklarda renk algısı farklı olmaktadır.
30- Rengi alınan diş Diş Hekiminin göz seviyesi ile aynı seviyede olmalıdır. Böylece retinanın renge en duyarlı olan bölümü çalışacaktır.
31- Rengi alınacak dişin üzerinde plak olmamalıdır. Eğer plak varsa renk almadan önce temizlenmelidir.
32- Rengi alınacak diş hava ile fazla kurutulmamalıdır. Mümkünse hafif ıslak bırakılmalıdır. Kuruyan diş parlaklığı artacağından daha açık renk görünecektir. Bu da Diş Hekimini yanıltacaktır.
33- Scladaki diş, ağızdaki diş ile yan yan getirildiklerinde yansımalar nedeniyle birbirlerinin renklerini çalabilmektedirler. Bunun önüne geçmek için scaladaki diş ile rengi alınacak diş kesici ya da okluzal kenarlarından birbirine bakacak şekilde tutulmalıdır. Bu işlem renk yansımalarını önleyecektir.
34- Dişin rengi tedaviye başlamadan önce doğal ıslaklığının içinde alınmalıdır. Çalışma sırasında dişte su kayıpları oluşacağından dişin parlaklığı artacak ve renk daha açık olarak algılanacaktır.
35- Renk alma işlemi sırasında ve direk kompozit restorasyon çalışmalarının yapımı sırasında farklı açılardan dişe bakılarak renk değerlendirmesi yapılmalıdır. Bu kıyaslamalar çalışmaların başarısını artıracaktır.
36) Renk alınırken yapılan değerlendirmeler, dişler ağız sıvıları ile ıslak haldeyken ve hava ile kurulandıktan sonra ayrı ayrı yapılmalıdır.
37) Renk değerlendirmeleri, gün ışığında ya da reflektör altında hatta çalışma sırasında duruma göre Diş Hekimin kullanabileceği kuvvetli ya da zayıf reflektör ışığı altında ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
38- Diş rengi alınırken ve kompozit bir restorasyon yapılırken, dişin ana renginden en fazla sapmaların incizal kenara yaklaştıkça artış göstereceği dikkate alınmalıdır.
39- Muayenehane pratiğinde renk alımında kullanılan renk skalalarında doğal diş renklerinin tümü yoktur. Renk aralıkları sistematik bir dizilişte değildir. Ticari renk skalaları birbirlerinden farklılıklar gösterirler. Bunlara rağmen kolay kullanımı ve ucuzluğu nedeniyle bu yöntem yaygın olarak kullanılmaktadır. Örneğin Vite Klasik Renk skalası ile renk uzamında mantık çerçevesinde hareket etmek mümkün değildir ve skaladaki renklerin dizilişlerinde mantıklı bir geçiş yoktur. Yapılan iş, dişin yanına 16 farklı renk koyup birini seçmeye çalışmaktır. Vita 3D Master Skalası L*c*h Renk sistemine uygundur ve renkleri doğru saptayabilmek mümkündür. Klasik skalada A1 ile A3 karıştırıldığında A2 çıkmamakta ya da A2 ile A3 karıştırılınca A2,5 çıkmamaktadır. 3D master skalada ise 1M ile 2M karıştırıldığında 1,5 M elde edilmekte ya da 1M ile 3M karıştırıldığında 2M elde edilmektedir.
40- Renk alımında kullanılan digital renk ölçüm cıhazları diş üzerine gönderilen ışığın yansımasının cihaz tarafından değerlendirilmesiyle renk analizi yapılmaktadır. Skala ile alınan değerlere göre daha doğruya yakın değerler alınabilmektedir. Renk cihazı ile renk alınırken şunlara dikkat edilmelidir.

a) Renk cihazı kalibrasyonu yapıldıktan sonra kullanılmalıdır.
b) Aynı dişin farklı yerlerinden ya da farklı dişlerde bir kaç kez renk alındıktan sonra cihazın kalibrasyonu yeniden yapılmalıdır. Deneme sayısı arttıkça cihazın hata payı çoğalmakta ve Diş Hekiminin yanılma olasılığı artmaktadır.
c) Cihazın ucu renk alınan dişin yüzeyine tam olarak dik tutulmalıdır.
d) Kompozit restorasyonların yapılacağı dişlerin ya da komşu dişlerin renklerinin alınmasında genel yaklaşım dişlerinin incizal, orta ve kole bölgelerinin renklerinin doğru belirlenmesidir. Arka bölgelerde bu yaklaşım yeterli olsa da ön bölgede zaman zaman daha ayrıntılı olarak renk alınması gerekebilmektedir. Bunun iki nedeni vardır. Birincisi ön bölge çok ışık altında olduğundan dişlerin ayrıntıları daha kolay farkedilebilmektedir. İkinci özellik ise aynı ağızda bile dişler birbirine göre çok farklı renklerde olabileceği gibi aynı dişin üzerinde farklı bölgeler farklı renklerde olabilmektedir. Skala ile renk alınırken örneğin bir dişin orta bölgesinde mesial kenar ile orta bölgede bir renk farklılığı olması durumunda çıplak gözle bunu anlayabilmek kolay değildir. Oysa renk cihazı ile çeşitli denemeler yaparak doğruya yakın bir şekilde dişin renk haritası çıkarılabilir.

Piyasada çeşitli yöntemlerle dişlerin renklerini alabilen ya da renk coğrafyalarını çıkarabilen cihazlar bulunmaktadır.

 * *   *  


Çıplak gözle yapılan değerlendirmelere göre renk cihazları ile daha doğru renk belirlenmesi yapılsa da yine hastadan hastaya, dişten dişe, dişlerin içinde bulunduğu klinik duruma göre farklı sonuçlar çıkabilmektedir. Bu nedenle Diş Hekimi digital ölçümler yaparken çeşitli denemeler yapmalı ve zaman içerisinde edindiği tecrübeleri dikkate almalıdır.



Renk Sistemleri

CIE ( Commission Internationale de l´Eclairage ), renklerin anlaşılabilmesi için bir renk uzay teorisi açıklamıştır.
Aşağıdaki şemada  L*c*h diye bilinen renk uzay teorisi bulunmaktadır.



L Ekseni:
Nesnenin siyah-beyaz miktarını tanımlar. ( Value )

c Ekseni :
Rengin L eksenine yakınlığını ya da uzaklığını gösterir. ( Chroma )

h Ekseni:
Bu ana rengi gösterir ( Hue )

Bu modelde dişlerin renkleri, sarı ile kırmızı arasında kalan bölgede yer alırlar.



Dişlerin renklerinin belirlenmesinde üç önemli unsur bulunmaktadır.

a) Dişlerin içinde bulunduğu klinik durum,
b) Işık
c) Diş Hekimi.

Bu üç unsurun kendi içinde gösterdiği farklılıkların ve birbirlerine göre kombinasyonlarının çok sayıda farklılıklar gösterebilmesi nedeniyle, dişlerin renklerinin belirlenmesinin kolay olabileceğini söylemek mümkün değildir. Bu zorlukların üstesinden gelebilmek için bu 3 konunun ve renk konusunun dikkate alınması gerekmektedir.

Renk konusunun anlaşılabilmesi için yukarıdaki şemadaki gibi renk uzay teorileri geliştirilmiştir. Bu renk açıklama sistemlerinde rengi anlamak, tarif etmek ve kayıt altına alabilmek için rengin özellikleri üç ana başlıkta toplanmışlardır.

1- Hue : Bu '' ana renk '' ( renk tonu ) demektir.
2- Chroma : Renk '' yogunluğu '' dur. ( doygunluk )  Rengin gücünü ve renk içindeki pigmentlerinin yoğunluğunu gösterir.
3- Value : '' Parlaklık '' anlamına gelir ve üzerine ışık düşen bir objeden geriye yansıyan ışığın miktarı demektir.
( Chroma ve Value birbiri ile ters orantılıdır.)  

Renk algımızın % 85' ini ışığa olan duyarlılığımız belirlediğinden Value, diş rengi seçiminde ki en önemli faktördür. Bu nedenle önce Value belirlenmelidir ve doğru belirlenmelidir. Örnegin bir lamina çalışmasında Value doğru değilse Hue ve Chroma doğru olsa bile renk uyumsuz algılanır.  Eğer Value doğru belirlenmiş ise Hue ya da Chroma' da hafif yanlışlıklar olsa bile renk doğru olarak algılanır.

Renk alınırken Vita 3D Master Skala kullanılıyor ise önce 1-5 arasında Value belirlenir sonra Croma seçilir. Diş Hekimi gerek duyarsa rengin sarıya yakın ya da kırmızıya yakın tonu seçebilecektir.




Dişin Şeffaflığı


Dişin şeffaflığı bu üç özelliğe etki yapan önemli bir faktördür.Translusensi, transperan ve opasite gibi sözcüklerle tarif edilir. Dişin ya da kompozitin ışığı tümüyle geçirmesiyle, hiç ışık geçirmeyip yansıtması arasındaki değerleri gösterir. Dişin şeffaflığı arttıkça yüzeyden yansıyan ışık azalacağından dişin parlaklığı azalacaktır. Kompozit restorasyonlarda, kompozitin şeffaflık özelliği ile üzerine yapıldığı dişin ya da komşu dişin şeffaflık özelliği birbirine benzemelidir.


Işık




Işık, dişlerin özelliklerinin ortaya çıkmasını, görülmesini ve anlaşılmasını sağlayan çok önemli bir faktördür. Doğal dişlerde minenin ve dentinin ışık yansıtması ya da ışık geçirgenliği, dişin renginin ne olduğunu ve dişin nasıl göründüğünü belirler. Bir kompozit restorasyon yapıldığında dişin ve kompozit restorasyonun ışık geçirgenliği ve ışık yansıtmaları restorasyonun  nasıl görüneceğini net bir şekilde belirler.






Renklerin Günlük Yaşamda Algıya Etkisi


İki ana rengin karışımıyla ortaya çıkan ara renk, karışıma katılmayan ana rengin tamamlayıcısı olur. Kırmızı için yeşil, mavi için turuncu, sarı içinse mor tamamlayıcı renk işlevi görür. Aynı zamanda birbirlerine karşıt olan bu renkler birlikte kullanıldıklarında da denge oluştururlar.

Sarı: En parlak renk. Dikkat çekmek için çığlık atar; bu yüzden uyarı ışıklarında sarı tercih edilir. Ayrıca dikkat çekiciliğinden dolayı dünyada taksiler sarıdır. Sonbaharın da baskın renkleri sarı ve sarı-turuncu, duygularımızı yakalayan, güçlü bir çekiciliğe sahiptir. Neşeyi anlatır. Sarı zeka ,incelik ve pratiklikle de ilgilidir. Toplumsal yaşamı ve birlikte çalışmayı yansıtan bir anlamı vardır. Geçiciliğin sembolüdür.Sarı ayrıca hüzün ve özlemin rengidir. Sonbaharın tüm hüzünlü güzelliğinde onun her rengini izlemek mümkündür.

Kırmızı: En uzun dalga boyuna sahip olan kırmızı renk, özellikle de koyu bir arka plan ile birlikte kullanıldığında öyle şiddetlidir ki, bir görüntüde yer alan küçücük kırmızı bir leke bile görüntünün her yerini etkiler. Bu renk canlılık ve dinamizmle ilgili bir renktir. Mutluluğu temsil eder. Kırmızı renk, fiziksel olarak; ataklığı, canlılığı ve duygusal bağlamda; bir işi sonuna kadar götüren azmi ve kararlılığı gösterir.

İştah açar. O yüzden dünyadaki gıda firmalarının çoğu logosunda kırmızıyı kullanır. Kırmızı tansiyonu yükseltir, kan akışını hızlandırır. Yanlış bir inanış vardır; boğaların kırmızıya saldırdığı sanılır. Oysa boğalar renk körüdür. Kırmızıya değil, kendilerine sallanan koyu renkli beze saldırır.

Pembe: Kırmızı ile beyazın birleşmesi ile elde edilen pembe renk, kırmızı gibi canlılık verir ama daha yumuşaktır. Mavi renk erkeklerin, pembe ise bayanların rengi olarak bilinir. Neşe ve mutluluk veren bir renk olan Pembe aynı zamanda hayallerin ve aşkın rengidir.

Mavi: Dünyanın hakim rengi olan mavi çekingen bir renk; dinlendiriciliği ve edilgenliği anlatır. Koyu tonlarda ya da yoğun olarak kullanıldığında moral bozan, kasvet veren, açık tonlarda ya da beyazla karışık kullanıldığında, yatıştırıcı ve güven veren bir etki yaratır.Vücudumuzda boğaz bölgesini yansıtan bir renktir. Mavi renk gökyüzünün ve geniş ufukların, denizin simgesidir. Sınırsızlığı ve uzak bakışlılığı simgeler. Huzuru temsil eder ve sakinleştirir. Araplar mavinin kan akışını yavaşlattığına inanır, nazar boncuğu o yüzden mavidir. Batıda intiharları azaltmak için köprü ayaklarını maviye boyarlar. Duvarları mavi olan okullarda çocukların daha az yaramazlık yaptığı saptanmıştır.

Yeşil: Sessizliği anlatır. Duygusal olarak bizi en çok etkileyen bir organımız olan kalp organının , bu rengin yaydığı enerji alanında olduğu düşünülür. Doğanın ve baharın rengidir. Güven veren renktir. O yüzden bankaların logolarında hakim renktir. Yeşil yaratıcılığı körükler. Bu yüzden büyük lokanta mutfaklarında yeşil tercih edilir. Hastanelerde de yeşil rahatlatıcı özelliği nedeniyle kullanılır. Yeşil alanda insanların daha az mide rahatsızlığı çektiği saptanmıştır.

Mor: En kısa dalga boyuna sahip olan mor, geleneksel olarak asaletle ilişkilendirilir. Yakınlık ve güzelliğe de işaret eder. Eskiden beri ihtişam ve lüksün son basamağı olarak düşünülür. Tarih , yüksek sınıfların, saray mensuplarının daima morla bezendiklerini kaydeder. Nevrotik duyguları açığa çıkardığından, insanların bilinçaltını korkuttuğu saptanmıştır. İntihar edenlerin beğendiği renktir.

Nötr renkler, beyaz, siyah ve kurşuni gibi tarafsız renklerdir. Bunlar belli başlı bir renk özelliğinden ziyade, çeşitli renklerin elde edilmesine yardımcı olurlar. Nötr renkler, dinlendiricidir; doyurucu manalı ve olgun bir etkileri vardır. Bunlardan siyah renk, derinlik ve karanlık beyaz ise aydınlık, temizlik ve yakınlık hissi yaratır.

Renklerin özelliklerine göre, meydana getirdiği ve aksettirdiği değişik havadan, insan ruhu çeşitli şekillerde etkilenir. Yerine göre bir huzur, ferahlık ve sakinlik verebileceği gibi tersine kötümserliğe de neden olabilir. Bununla beraber renklerin üzerimizde bıraktığı etkiler; özel durumumuza, ruh halimize ve tabiat şartlarının mevcut reaksiyonlarına bağlıdır.

 
İçeriğe Geri Dön | Ana Menüye Geri Dön