Ana Menü
Etching işlemleri tamamlandıktan sonra bonding uygulamasına geçilir. Bondingin diş yüzeyine başarılı bir şekilde tutunabilmesi için gerekli koşullardan biri dişlerin ve kavite yüzeyinin kurutulurken, aşırı kurutulmamasıdır. Dişlerin izolasyonları yapıldıktan sonra bonding sürülecek olan kavite ve yüzeyler bir pamuk pelet yardımı ile ya da hafif bir hava uygulaması ile kurutulur. Burada uygulamanın adı '' kurutma '' olsa da aslında tam olarak bir kurutma yapılmaz. Kavite ve diş yüzeyi belli belirsiz nemli bırakılır. Bu kurutmanın hemen arkasından bonding sürülmesi işlemine geçilecektir. Kurutma sonrasında ilk bakışta kavite ve diş yüzeyi kuru gibi gözükse de mikroskopik olarak mine prizmaları ve dentin tübülleri ağızlarındaki sıvı tam olarak uzaklaştırılmamıştır. Bu işlemin böyle yapılması çok önemlidir. Çünkü bu sıvı yardımı ile bonding, mine prizmaları ve dentin tübülleri ağızlarından içeriye girerek resin tag adı verilen uzantıları oluşturabilecektir.
Etching işlemi sonrasında dişlerin yıkanmasından ve yeni pamuk rulolar ile izolasyon yapılmasından sonra bir nedenle hemen bonding işlemine geçilemediği durumlarda, hasta ağzını açık olarak korurken dişler ıslak olarak bırakılmalı, kavite ve diş yüzeyi tam olarak kurutulmamalıdır. Dahası kavitenin içindeki ve diş yüzeyindeki ıslaklık korunmalıdır. Bu ıslaklık çok önemlidir. Çünkü bir nedenle bonding uygulamasının gecikmesi durumunda diş yüzeyindeki ve kavitedeki bu ıslaklık mine prizmaları ve dentin tübüllerindeki sıvıyı koruyacak ve doğal buharlaşma yüzünden prizma ve tübül ağızlarında bir boşluk oluşmasını önleyecektir. Eğer bekleme ve gecikme sırasında diş yüzeyindeki ve kavitedeki ıslaklık korunmayacak olursa, bonding işlemi geciktikçe doğal buharlaşma ile kavite ve diş yüzeyindeki nem uzaklaşacak ve oluşan fazladan kuruluk nedeniyle bondingin resin tag oluşturma başarısı istenildiği gibi olmayacak ve düşecektir .
Etching işleminden sonra ağız kapatılmamalıdır. Eğer kapatılacak olursa dişler ağız sıvıları tarafında ıslatılacaktır. Bu durumda pürüzlenmiş diş yüzeyi ağız sıvıları içerisindeki kalsiyum, fosfat, tükrük proteinleri gibi mikroskopik yapılarla dolacaktır. Hava-
Etching yapılmış dişler hava-Bonding sürülecek kavite ve diş yüzeyi pamuk pelet yardımı ile ya da hava ile hafifce kurutulduğunda soldaki şekilde görüldüğü gibi, yüzeydeki ıslaklık dişten uzaklaşmalı ama prizmalardaki ve tübülllerdeki sıvı buharlaşmadan tübül ağızları hizasında kalmalıdır. Bu şekildeki bir kevite ya da diş yüzeyi kuru görünecektir ama mikroskopik olarak nemli bir görüntüde olacaktır. Bu konuma gelmesi sağlanan bir dişin yüzeyine bonding sıvısı sürüldüğü zaman hemen tübül ağızlarındaki sıvı ile temas edecek ve tübül içerisine doğru kolayca diffüze olabilecektir. Yetersiz kurulama yapılması durumunda tübül ağızları fazla ıslak kalacağından bondingin tübül ağızlarına diffüze olması zorlaşacak hatta diffüze olamayacaktır. Bu durumda resin tag'lar oluşamayacak ve diş yüzeyine sıkı tutunan bir bonding tabakası elde edilemeyecektir.
Diş yüzeyinin aşırı kurutulması sonucunda tübül ağızlarında tübül sıvısı kalmayacağından bonding sıvısı tübül sıvılarına kolayca temas edemeyecek ve yine tübül içerisine diffüze olamayacaktır. Böyle bir durumda istenilen kalitede resin taglar oluşmadığından yine istenilen bonding tabakası oluşamayacak ve kompozitin dişe tutunma kalitesi düşecektir.
Bonding Uygulaması
Bonding diş yüzeyine sürüldüğünde soldaki şekilde görüldüğü gibi tübül ağızlarındaki sıvıya karışmakta ve tübül içerisine doğru diffüze olarak uzantılar oluşturmaktadır. Işınlandığındığı zaman sertleşerek dişin içine ve yüzeyine mükemmel tutunma sağlayan bu uzantılara resin tag adı verilmektedir. Kompozitin dişe tutunmasını işte bu resin taglar oluşturmuş bonding tabakası sağlamaktadır. Bu aşamada ne kadar başarı elde edilirse kompozitin bondinge ve dişe tutunmasında o kadar başarılı olacaktır. Bu aşama istenilen özelliklerde olmayacak olursa devamında kompozit restorasyon tamamlansa bile başarı düşecek düşme, kırılma, ağrı ve hassasiyetler gibi çeşitli problemler görülebilecektir.
Herhangi bir düşme, ayrılma, ağrı ve hassasiyetin görülmemesi için bir kompozit restorasyonun adeta en önemli bölümünü oluşturan bu aşamalar çok dikkate alınmalıdır.
Kavite ve diş yüzeyinde aşırı kuruma olduğunda neler olmaktadır
Etching işleminden sonra yeniden izolasyonu yapılmış bir dişteki kavite ya da yüzey aşırı kurutulduğunda mine prizmalarındaki ve dentin tübül ağızlarındaki sıvı uzaklaşmaktadır. Böyle bir durumda diş yüzeyine bonding sürüldüğünde bonding sıvısı mine prizması ve tübül ağzındaki sıvıya temas edememekte ve içerilere diffuze olmakta zorlanmaktadır. Bu şekildeki bir bonding tabakası ışınlanıp sertleştirildiğinde, oluşan bonding tabakasının altındaki mine prizmalarında ve debtin tübül ağızlarında boşluklar kalmaktadır. Çünkü bonding, prizmalardaki ve tübüllerdeki sıvılar olmadan prizma ve tübül ağızlarından içeriye girmekte zorlanmakta hatta girememektedir.
Soldaki şekilde görüldüğü gibi diş yüzeyi aşırı kurutulduğu zaman tübül ağızlarındaki sıvılar uzaklaşmaktadır. Oluşan boşluklar nedeniyle, bonding sıvısı tübüler sıvıya temas edemediğinden bonding yüzeyde kalmakta ve tübüllerin içine girmekte zorlanmaktadır. Bu durum oluştuğunda ışınlanıp sertleştirilen bir bonding tabakasında resin taglar oluşamamış olduğundan bondingin ve devamında kompozitin diş yüzeyine tutunması zayıflamaktadır.
Tübüler Sıvı Hareketi
Tübüler sıvı basıncı ve tübül içindeki akış hızı normalde pulpa sayesinde dengededir. Etching işleminden sonra iyice temizlenmiş ve ıslaklığı korunmuş bir dişin izolasyonu yapıldıktan sonra bonding işlemine geçildiğinde, kavite ya da diş yüzeyi hafifce kurutulmaktadır. Belli belirsiz nemli kalan diş yüzeyine sürülen bonding sıvısı, dentin tübüllerindeki sıvılar ile temas edebildiğinden bonding sıvısı ile tübül sıvıları birbirlerine kolayca karışmakta ve bonding sıvısı tübül içerisine diffüze olabildiğinden, ışınlandığında tübül ağızları sertleşen bonding ile kararlı bir şekilde kapanmaktadır. Bu şekilde bozulmadan ışınlanıp sertleştirilen hybrid yapı sayesinde bonding tabakasının altında boşluklar kalmamakta ve tübüler sıvılar kararlı ve dengede durarak hareket etmemektedilerr. Bu kararlı yapı, tamamlanan kompozit restorasyonda sıcak, soğuk temasındaki ya da çiğneme sırasındaki hassasiyetlerin oluşmasına engel olmaktadır.
Aşırı kurutma yapılmış bir dişin dentin yüzeyine bonding yapıldığında, bonding tabakasının altında tübül ağızlarında boşluklar oluştuğundan kompozit restorasyonun tamamlanmasından sonraki günlerde tübüler sıvı basıncı zamanla bozulmakta ve bu nedenle tübüler sıvıda hareketlenmeler oluşmaktadır. Bu şekilde oluşan tübüler sıvı hareketleri de hassasiyet ve ağrılara neden olabilmektedir.
Diş yüzeyi aşırı kurutulduğunda mine prizmalarında ve dentin yüzeyindeki kollagen yapıda çökmeler meydana gelmektedir. Böyle bir durumda yine bondingin diş yüzeyine tutunması zayıflamaktadır.
Etching işlemi bitirilmiş bir diş izole edildikten sonra kavite ve yüzeylerin kurutulması işlemi tamamlandığı zaman hemen bonding sürülmesi işlemine geçilir. Eğer hafif nemli şekilde kurutularak bonding sürülmeye hazır hale getirilmiş kavite ya da diş yüzeyine hemen bonding sürülmesi işlemi yapılmazsa ve bu gecikmeye bağlı olarak dentin yüzeyinin bonding sürülmeye hazır olma hali giderek bozulabilecektir. Çünkü normalde pulpa basıncı nedeniyle dışarıya doğru tübüler sıvı hareketi devam edebilecektir ve dentin tübül ağızlarından dışarıya taşabilecektir. Bu durumda dentin yüzeyi hafif nemli halini kaybeder ve daha ıslak bir hal alır. Bu şekilde ıslaklığı artan dentin yüzeyinde resin tag'ların oluşması bozulacağından bonding dişe yapışmakta ve tutunmakta zorlanacaktır.
Bu aşamada doğal buharlaşma ile oluşacak fazladan kuruma ile tübül basıncı nedeniyle oluşabilecek fazladan ıslaklık, dişten dişe, kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir. Bazen kuruma olabildiği gibi bazen fazladan ıslanmalar görülebilecektir. Bu durum tamamen dişlerin içinde bulunduğu klinik duruma, Diş Hekiminin vakaları değerlendirmesine ve çalışma sırasında göstereceği dikkat ve takibe bağlıdır.
Kompozit dişe bağlanma gücünü nereden almaktadır ?
Diş yüzeyinde mikroskopik bir yapışma elde etmek düşüncesi üzerinde çok uzun yıllardır çalışılmaktadır. Bu çalışmalar günümüzde gerçekten çok başarılı bir düzeye gelmiş durumdadır. Kurallara uygun olarak kullanıldıklarında, bonding materyali minede olsun dentinde olsun diş yüzeyine çok güçlü tutunabilmektedir. Kompozit restorasyonlar dişe tutunma gücünü kavite ya da diş yüzeyindeki mikroskopik olarak pürüzlendirilmiş yüzeyle olan bonding bağlantısından almaktadır. Başarılı uygulanmış bir bonding tabakası üzerine yerleştirilen kompozit restorasyonlar bu bonding tabakası sayesinde dişe çok sağlam bir şekilde yapışabilmektedir.
Bondingler, diş ile kompozitin birbirine sağlam bir şekilde tutunabilmesini sağlamaktadırlar. Bu nedenle bonding uygulaması, kompozit restorasyonların yapım aşamaları sırasında çok önemli bir yer tutmaktadırlar.
Bonding sıvısı nasıl bir maddedir?
Bondingler, kompozitin sıvı hali gibidir. Akışkan kompozit ile kıyaslandığında içeriklerindeki monomer sayısı çok daha azdır. Aseton, etanol ya da su gibi çözücüler sayesinde yüzey gerilim değerleri çok düşük olduğundan bonding sıvısı diş yüzeyine temas ettiğinde çok düşük değim açıları oluştururlar. Bonding sıvısı bu özelliği sayesinde, dişe yüzeyine sürüldüklerinde bütün boşlukları mikroskopik düzeyde mükemmel ıslatarak doldurabilmektedirler.
Bondingin hava ile inceltilmesi
Bonding diş yüzeyine sürüldükten sonra üretici firmanın ilan ettiği süre içerisinde bonding tabakası diş yüzeyine yayılarak inceltilmelidir. Kaviteye sürülen bonding hava uygulaması ile dişin yüzeyine yayılıp inceltilirken bondingin içindeki aseton, su ya da etanol gibi çözücüler uçmakta ve geriye monomerlerden oluşan çok ince bir tabaka kalmaktadır. Bu tabaka ışınlandığı zaman polimerize olarak sertleşmektedir. Böylece diş yüzeyindeki mikroskopik girintilere tutunmuş ve kompozitin üzerine yerleştirilebileceği düz ve sağlam bir tabaka elde edilmiş olmaktadır. Bu tabakanın kalınlığı 20 nanomikrondan fazla olmamalıdır. Bu kalınlık fazla ise hava yardımı ile başarılı bir inceltme yapılamamış demektir. Bunun yanında çözücülerde uzaklaştırılamamış olabilecektir. Bu durumda ışınlama yapılarak elde edilen bonding tabakası istenilen özelliklerde olmayacaktır. Bonding tabakasının sertliği, sağlamlığı ve diş yüzeyine tutunma özelliği azalacaktır. Çünkü bonding sıvısı içindeki doldurucu monomer parçacıkların birim kalınlıktaki sayısı görece düşük kalmış olacaktır. Böyle bir bonding tabakasına kompozitin yapışması ve tutunma kuvveti azalacaktır. Tutunabilmesi durumunda iae bonding tabakasının zayıflığı nedeniyle ilerde kompozit restorasyon dişten ayrılmalar gösterebilecektir.
Bonding sıvısı diş yüzeyine sürüldükten sonra, üretici firmanın ilan ettiği süreden daha fazla sürede hava ile diş yüzeyine yayılacak ve inceltilecek olursa neler olabilecektir?
Dikkatlice kurutularak hafif nemli bırakılan dentin yüzeyine bonding sıvısı sürüldükten sonra üretici firmanın ilan ettiği şekilde ve sürede inceltme işlemi tamamlanan bonding tabakası, bir gecikme olmadan inceltme süresinin hemen arkasından ışınlanarak sertleştirilmelidir. İnceltme süresi uzayacak olursa tübüler sıvının dışarıya hareketi nedeniyle tübül ağızlarında oluşmuş durumdaki hybrid yapı dışarıya itilecek ve bağlantıyı sağlayacak olan sıvı durumdaki resin tag yapıları bozulacaktır. Gecikme nedeniyle ortaya çıkan bu yapı ışınlanarak sertleştirilecek olursa bozuk resin tag'lar ve bozuk bir bonding bağlantısı oluşacaktır.
Başarılı bir bonding işleminden sonra kompozit konulma aşamasına geçerken bir nedenle ağız kapanacak ve bonding ağız sıvıları ile ıslanırsa ne olacaktır?
Böyle bir durumda ağız sıvıları içersindeki kalsiyum, fosfat ve tükürük proteinleri gibi moleküller bonding yüzeyine yapışacaktır. Daha sonra hava-
Tek Aşamalı Bondingler
Tek aşamalı bondingler etching, primer ve bonding materyalinin bir araya toplandığı ve kavite yüzeyine tek seferde uygulandığı bir yöntemdir. Tek seferde uygulanmaları dışında çalışma şekilleri aynıdır. İçeriğindeki asit yoğunluğu normal etchinglere göre daha azdır ve diş yüzeyine uygulandığında pürüzlenmeyi yaptıktan sonra üretici firmaların dediğine göre nötralize olmaktadır. Tek aşamalı bonding sıvısı diş yüzeyine sürüldüğü zaman, kavite açılması sırasında tübül ağızlarında tıkaç gibi biriken smear tabakasına diffüze olarak dişe tutunmaktadır.
Üretici firmaların önerdiği şekilde, sürelere ve çalışma aşamalarına dikkat edilerek kullanıldıklarında tek aşamalı bondingler diş yüzeyine güçlü tutunmaktadırlar. Üzerine yapılan kompozit restorasyonlar da tek aşamalı bonding tabakasına ve devamında dişe çok iyi tutunmakta, sağlam ve dayanıklı olmaktadırlar.
Bazı araştırmalarda tek aşamalı bondinglerin sertleştikten sonra tübül sıvısını geçirdikleri yazılmaktadır. Teknik olarak bu da kompozitin bonding tabakasına tutunmasını bozacaktır. Pratikde ise bunun ciddi bir dezavantaj oluşturabileceği düşünülse de pek oluşturmaktadır. Tek aşamalı bonding kullanılarak yapılan yapılan kompozit restorasyonlar uzun yıllar dişten ayrılmadan kullanılabilmektedir.
Tek ya da iki aşamalı bondinglerde ilk tabakanın ışınlanarak sertleştirilmesinden sonra üzerine ikinci bir bonding tabakası sürülebilmektedir. Bu ikinci tabakanın kompozitin tutunmasını %15-
İçinde etching materyali olmayan ama etching yapan Bondingler
Etching ve bonding yapılmadan kompozit restorasyon yapılırsa ne olur?
Kompozit materyal etching ve bonding uygulamadan bir kaviteye yerleştirildiğinde ilk bakışta sonuca ulaşılmış ve teknik olarak bir restorasyon yapılmış gibi görünebilir. Ama mikroskopik bir kesitte kompozit dolgu ile dişin arasında, ağız sıvılarının ve mikroorganizmaların geçebileceği bir aralığın kalmış olduğu görülecektir. Kompozit, basınç uygulayarak kaviteye ne kadar sıkı yerleştirilse de bu aralık kalacaktır ve kompozitin dişe tutunması zayıf olacaktır. Böyle bir durumda kompozit ile dişin arasındaki bu aralığa ağız sıvılarının sızmasıyla mikroorganizmalar yerleşecektir. Zamanla bu mikroskopik sızıntı demineralizasyonlara ve çürüklere yol açarken bir yandan da pulpaya geçerek pulpa enfensiyonlarına neden olabilecektir.
Bonding uygulamaları, diş ile kompozitin birbirine tutunmasını sağlayan bir ara tabaka olarak görev yaparken aynı zamanda ile kenar sızıntısı oluşmasına engel olmaktadırlar. Bu nedenle etching ve bonding aşamalarının doğru yapılması çok önemlidir.
Başarılı bir etching işleminden sonra bondinglerin kurallara uygun olarak kullanılması durumunda kompozit restorasyonların dişe tutunmaları çok başarılı olmaktadır. Ama bonding yapılırken uygulamalardaki eksiklikler ve yanlışlıklar olması durumunda ;
a ) Bondingin dişe tutunması bozulmakta,
b ) Kompozitin bondinge tutunması bozulmakta,
c ) Hem bondingin dişe tutunması, hem de kompozitin bondinge tutunması bir arada bozulmaktadır.
Bonding uygulamaları işlemlerinde bazı eksiklikler ve yanlışlıklar olabilmesi sonucunda kompozit materyalin dişe tutunması bozulmaktadır. Böyle bir durumda başta kenar sızıntıları olmak üzere, soğuk-
Bonding işlemi sırasında nelere dikkat edilmelidir.
1-
2-
3-
4-Soldaki şekilde normal sürede kurallara uygun olarak uygulanmış ve ışınlanmış bir bonding çalışmasında tübül ağızlarından içeri doğru girmiş olan bonding uzantıları görülmektedir. Bu şekilde resin tag yapıları oluşmuş bir bonding tabakası istenilen özelliklerdedir. Sağdaki şekilde ise bonding sürülürken sürenin uzaması ya da normal sürede sürüldükten sonra bir nedenle hemen ışınlamaya geçilmediği için gecikmelerin olması durumunda ortaya çıkan tablo vardır. Dışarı doğru olan tübüler sıvı hareketi nedeniyle, bonding sıvısı tübül ağızlarından dışarı doğru atılmaktadır ve bu sırada da tübüler sıvı bondingin içine karışmaktadır. Bu durumdaki bir bonding tabakası ışınlanarak sertleştirilecek olursa bonding tabakasında tübül ağızlarından yüzeye doğru çatlaklar kalacakdır. Bu durumda kompozit yığılırken bonding tabakasına yapışması ya da tutunması ya bozulacaktır ya da tutunamayacaktır. Bu şekildeki bir bonding tabakasının üzerine kompozit restorasyonlar yapılacak olursa tutunması zayıf kalabilecek hem de sıcak soguk gıda alımlarında ve çiğneme sırasında hassasiyetler olabilecektir.
Bir kompozit restorasyonun yapılması sırasında böyle bir durum meydana gelecek olursa, kompozitin bonding tabakası üzerine koyulması sırasında, tübüler sıvı bu mikroskopik çatlaklıklardan sızmaya devam edebileceğinden, bonding yüzeyinde ıslaklıklar oluşabilecekdir. Bu durum fark edilmediğinde kaviteye ya da diş yüzeyine kompozit yerleştirilirken spatül ucundaki kompozit parçası bonding yüzeyine yapışmakta zorluk çekecektir. Hatta bondinge yapışmayacak ve el aletinde kalabilecektir. Böyle bir durumda Dişhekimi bondingi havayla kuruttuğunda kompozit bondinge yapışabilse de, bondingin dişe tutunması istenilen özelliklerde olmayacağından, kompozit materyalin ve dişin birbirine tutunması zayıf kalacaktır. Bunun sonucunda kompozit restorasyonun kullanımı sırasında hyperemik tablolar ve hassasiyetlerin yanında restorasyonda çatlama, kırılma ve düşme gibi sonuçlar ortaya çıkabilecektir.
5-
Yan yana iki ya da daha fazla sayıda dişte, kavite açılacak ya da kompozit lamina yapmak için preparasyon yapılacak olursa bu dişlere bonding uygulanırken nelere dikkat edilmelidir.
İki dişin çok seri bir şekilde hava sprey kullanılarak aynı anda kurutulmasının yapılabildiği var sayalım. Bu durumda ise şunlar olmaktadır. 1. dişin yüzeyine bonding sürülürken 2. dişte tübül ağızlarında doğal buharlaşma olmaya devam etmektedir. 2. dişe bonding sürülmesine geçildiğinde bu kez hem 2. dişin bonding bağlantısı bozuk olmakta hem de 1. dişte tübül sıvısının dişarıya doğru hareketi nedeniyle yine bonding bozulmaktadır.
Kural: İki ya da daha fazla dişte aynı anda kavite açılacak ya da yüzey hazırlanması durumunda her dişin kurutma, bonding ve ışınlama işlemi ayrı ayrı yapılmalıdır. İlk dişin işlemleri yapılırken diğer dişler ıslak pamuklar ile kapatılarak doğal buharlaşma ile kurumalarının önüne geçilmelidir.
Bu kurala uyulmaması durumunda, işlem süreleri uzamakta ve bozuk bağlantılar oluşmaktadır. Bu bozuk bağlantılarda kompozit restorasyonların kullanımları sırasında başta hassasiyetler olmak üzere çeşitli problemler çıkmasına neden olmaktadır.