www.beyazdolgular.com

İçeriğe git

Ana Menü

Kenar Sızıntısı

Kompozitlerde Başarı 2

Kompozit restorasyonlarda kenar sızıntısı konusu önemli bir yer tutar. Başarılı yapıldığı düşünülen bir kompozit restorasyonda kenar sızıntısı ortaya çıkması durumunda, ağrı ve hassasiyetler görülebildiği gibi dişte zamanla çürük ya da restorasyonun düşmesi de olabilecektir. Bazen kompozit restorasyon düşmeden kenarsızıntısının ve beraberinde mikrorganizmaların pulpaya ilerlemesi sonucunda pulpa enfeksiyonları görülebilecektir.Yapılan kompozit restorasyonun nasıl yapıldığına göre ve dişlerin sahiplerinin beslenme şekline göre ve diş bakımı alışkanlıklarına göre kenar sızıntısı görülmesi farklılıklar gösterebilecektir.
Kenar sızıntısı konusunda aşağıdaki etkenler dikkate alınmalıdır.

b) Bizotaj yapılması önemlidir. Kenar sızıntısını ve etkisini azaltacaktır.
c) Etching başarılı yapılmalıdır.
d) Etching jelinin yıkanmasına dikkat edilmelidir.
e) Etching sonrasında diş yüzeyi aşırı kurutulmalıdır.
e) Bonding tam olarak sürülmelidir.
f) Bondingin inceltilmesi doğru ve yeterli yapılmalıdır.
h) Bonding sürülme, inceltilme ya da ışınlanma süreleri kurallara uygun bir şekilde olmalıdır.
i) Kompozit yerleştirilirken diş yüzeyine tam olarak yaslanmalıdır.
j) Kompozit dişin anatomisine uygun bir şekilde yerleştirilmelidir.
k) Kompozit maetryallerin ışınlanma süreleri doğru olmalıdır.
m) Polisaj kurallarına uyulmalıdır.
o) Yüzey pürüzlendirmesinde Air Abrassion çok faydalı olmaktadır.

Minede aşırı su kaybı olan vakalarda bizotaj alanında bonding tam yapılamayacağından restorasyon tamamlandığında bağlantı kenarı çoklukla '' beyaz bir band şeklinde ''  belli olacaktır. Bu bölgelerde kenar sızıntısı daha çok görülebilecektir.
Minede su kayıplarının görülebileceği durumlar şunlar olabilir.

a) Yaşlı insanlarda minedeki su kaybı fazla olduğundan bonding tam istenildiği gibi yapılamayabilir.
b) Dişlerde uzun süre tedavi edilmemiş kronik çürükler olduğunda, çürüğe komşuluk yapan minede su kaybı çoğalacağından yine bonding tam istenildiği gibi olmayabilir.
c) Uzun süre kullanılan büyük restorasyonlarda, restorasyona komşu minede su kayıpları ve demineralizasyonlar görülebileceğinden bu restorasyonların yeniden yapılmaları durumunda yine bonding tam istenildiği gibi yapılamayabilir.
d) Devital dişlerde yine su kaybı nedeniyle bizotaj bandında ve birleşim yerindeki bonding tam istenildiği gibi yapılamayabilir.
e) Çeşitli nedenlerle deminenarilize olmuş minelerde bonding yeterli yapılamayacaktır.
f) Diş gıcırdatma ya da yaşlılığa bağlı olarak diş yüzeyinde aşınmalar meydana gelmiş dişlerde su kayıpları artacağından bonding tam elde edilemeyebilecektir.
g) Diş sıkma ve gıcırtma sırasında kompozit ve diş farklı özelliklerde esneme yapacağından mikroskopik olarak birbirinden ayrılmalar gösterebileceğinden bu gibi dişlerde kenar sızıntısı daha çok görülebilecektir.

Bu durumlardaki dişlere yapılan kompozit restorasyonlarda kompozit ve diş yüzeyinin birleşim yerlerinde beyaz bir band görünümü olabilecek ve  kenar sızıntısı daha çok ortaya çıkabilecektir.

Çalışma Sonrası


Kompozit restorasyonun yapılmasından sonraki kısa-orta vadede kompozit ile diş yüzeyinin birleşme yerlerinde renklenmeler olması  ve devamında kenar sızıntıları görülmesi yukarıdaki nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabileceği gibi dişlerin sahiplerinin alışkanlıklarına göre de farklı görünümler de olabilecektir.
*Dişlerin bakımında, fırça, ip, diş parlatma toz ya da macunlarını kullanım sayısına ve kullanma tekniklerine göre plak oluşumu kişiden kişiye değişecektir.
*Gıda almanın şekil ve sıklığı renklenmeye etki yapacaktır.
*Çok çay-kahve içen kimselerde renklenme ve sonrasında kenar sızıntıları daha fazla olabilecektir.
*Diş gıcırtadan ya da sıkan bir kimsedeki kompozit restorasyonun diş yüzeyine birleşim yerlerinde gerilme kuvvetlerine bağlı olarak mikroskopik retansiyonlar oluşabilecek ve bu bölgelerde renklenmeler ve sonrasında kenar sızıntıları görülecektir.
*Soğuk ve sıcak gıdaları arka arkaya alan kimselerde yine diş ve kompozitin farklı özelliklerde genleşip büzüşmesi sonucunda birleşme çizgisinde harabiyetler oluşabilecek ve bu bölgelerde renklenmeler ve sonrasında kenar sızıntıları daha fazla görülebilecektir.
*Ağız sıvılarının bazik özelliklerde olması plak oluşumunu artıracaktır. Fazla plak kenar sızıntısı başlamasına yardımcı olacaktır.
*Renk yapan kromojenik bakterilerin sayısının fazla olması renklenmeyi etkileyecektir.
* Ağız sıvılarının fiziksel ve kimyasal özellikleri, ağız florasındaki mikroorganizmların cins ve sayıları kenar sızıntılarının özelliklerine etki yapacaklardır.
* Büyük restorasyonlarda ve çiğneme kuvveti ile fazla karşı karşıya kalan restorasyonlarda kenar sızıntısı görülme oranı daha yüksek olabilecektir.

 
İçeriğe Geri Dön | Ana Menüye Geri Dön